yazı

HIZLI VE DAHA HIZLI
Amira Akbıyıkoğlu

Hızlı ve Öfkeli Daha Hızlı

 

Bu kısa metinde okuyacaklarınız olgunlaşmamış bir deneme niteliğinde. Sanatçı Burak Kabadayı’nın Sabit Değişiklikler, Dinamik Aralıklar sergisi için ürettiği videoların merkezindeki hareket ile “aksiyon mimarı Mehmet Sander’in dans pratiği arasında yakınlık kurmak için alınan gevşek dokulu notlar olarak da tarif edilebilir. Yola çıktığım kaynaklar ise Sander’in dans manifestosu (1990) ile Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü’nde yaptığı konuşma[1] (1994) olacak. Dolayısıyla elinizde bu kitapçıkla AVTO’dan ayrılırken temennim, belki de ismini ilk defa duyduğunuz Mehmet Sander’i merak etmeniz, elinize geçen ilk fırsatta YouTube’daki videolarını izlemeniz ve bu vesileyle Burak’ın işlerine geri dönmeniz. Serginin ömrünü de böylece uzatabilmeyi umuyorum.

Burak bu yazıyı yazmam için beni davet ettiğinde aklıma gelen ilk fikir, bir dönem şampiyonalarını gece gündüz demeden takip ettiğim artistik buz pateni ve dönüşleri olmuştu. Fakat patencilerin koreografi ve müziği duygusal açıdan yansıtma zorunlulukları, başka bir deyişle gösterinin lirik tonu bir otomobil şovu ve bu esnada çıkan seslerle örtüşmüyor gibiydi. Oysa ki işlerini performanstan ziyade mimari ve fizikle daha yakından ilişkilendiren Sander’in danslarında müzik yoktu ve duygu aktarımıyla da ilgilenilmiyordu. Kendini negatif alanın koreografisine adayan sanatçı için dans, en indirgenmiş hâliyle, insan bedeninin mekân içinde ve fizik kuralları altındaki kullanımını ifade eder. Sander’in aksiyonları ile Kabadayı’nın videolarındaki sürüş teknikleri arasındaki (uzak) akrabalık, hız, çarpışma, direnç, süredurum (eylemsizlik) gibi fiziksel güçler aracılığıyla irdeledikleri üç temel unsur üzerinden kurulabilir: hareket, mekân ve zaman. Üstelik bu üç öge arasında bir hiyerarşi yoktur; performatif bir anın inşasında hepsinin eşit payı bulunur.

Kendi ismini taşıyan dans topluluğunu 1990 yılında Amerika’da kuran Mehmet Sander, aksiyonlarını kurgularken maksimum hızın peşine düşer. Namludan çıkıp hedefi delen bir mermiye öykünür, insan bedeninin mekânı delmesini ister. Bu yüzden ara ara dansçılarını atış egzersizleri için poligona götürür. “Bedeninle duvardan geçebilir misin? Bomba gibi patlayabilir misin? İki zıt yöne aynı anda koşabilir misin? Yukarı düşebilir misin? Aynı zamanda hem yukarı hem aşağı düşebilir misin? Bunları denediğinizde hatalı çıksanız bile yeni bir hareket fikri ve mekânı yeni bir biçimde tutma olasılığı doğmuş olur.”[2]

Manifestosu kesintisiz hareket ve es vermemekten yanadır: Dansçıların hareketi, dans eserinin başlangıcından bitişine dek, hareket alanları fiziksel güçler tarafından engellenmediği, yani mekânın kısıtlamalarına maruz kalmadıkları veya diğer dansçılarla ya da duvarlarla çarpışmadıkları sürece devam eder. Bedeninin yol kat etmesiyle değil, bir çizgi ve mekâna dönüşmesiyle ilgilendiğini açık bir şekilde ifade eder. Burak’ın videoları da, benzer şekilde, verili bir A noktasından B noktasına ulaşmayı amaçlamayan araçların hareketlerini kaydeder.

Durmaksızın aynı merkez etrafında dönen bir otomobilin hareketi, Sander’in Single Space [Tek Mekân] (1992) solosunu çağrıştırır. Tek bir otomobile karşılık tek bir dansçı, hareketi icra eden araç ya da insan boyuyla sınırlandırılmış bir alan ve kesintisiz hareket. Sander aksiyonlarını üretip icra ettiği alanların ekonomik kullanımına önem verir: “Alan senin onu nasıl tasarladığına, tanımladığına ve sınırlandırdığına bağlıdır.Dahası, bu işin koreografisi de bir televizyon ekranın döngüsel hareketine dayanır. Prova esnasında kayda aldığı temel hareketi kasetten izlerken ekranı yan çevirir ve bu defa izlediği hareketi canlandırır. Tekrar kaydeder, yan çevirir ve izlediğini taklit eder. Televizyonu bu şekilde dört kez döndürür.

AVTO’daki sergide yer alan diğer bir videoda, ufuk çizgisine doğru ilerleyerek kaybolan bir çekici ile üstünde patinaj yaparak sabit kalan bir otomobil görürüz. Sander’in 1996’da Kopenhag’da icra ettiği İzafiyet, benzer bir düzenlemeye sahiptir. Bir yarış pistinde ilerleyen tırın üstünde hareket eden dört dansçı.

Fakat günün sonunda Sander, sadece dansçılarla düet tasarlamayı sıkıcı bulduğunu itiraf eder; insanların birbirlerinin hızıyla kısıtlanmasını engellemenin yolu onları daha hızlı nesnelerle etkileşim hâline sokmaktan geçebilir mi? Enstitüdeki konuşmasını, o günlerde bu sorudan yola çıkarak tasarladığı Choreography With Faster Moving Objects [Daha Hızlı Hareket Eden Nesnelerle Koreografi] işinden söz ederek kapatır. Tesadüfe bakın ki daha hızlı hareket eden nesnelerden kastı saatte otuz milden kırk mile kadar hızlanan arabalardır. Hayata geçirilmeyen bu iş, bir inşaat iskelesi üzerindeki dansçıların oradan hızla geçen arabaların üstüne düşeceği beş düetten oluşur.

Ezcümle, birbirlerinden büyük ihtimalle bu kısa yazı vasıtasıyla haberdar olacak Sander ile Kabadayı, üretimleri aracılığıyla fiziksel eylemin gücüne dair kitabi bilginin ötesini araştırmaya teşebbüs ederler. Zorlu hareketlerin çeşitli sınırlar içerisinde icra edilmesiyle yansıtılan bu arayış sonsuz sayıda görsel olasılık yaratabilir.

 

 


[1] Mehmet Sander’in konuşması, sanatçı Deniz Gül’ün Çeviri projesine Derya Bayraktaroğlu tarafından dâhil edilmiş ve Eda Kurç tarafından Türkçeleştirilmiştir. Altyazılar YouTube’a yüklenmiştir: https://www.youtube.com/watch?v=EGKxyz1Ea7s

Çeviriye düz yazı formatında da erişilebilir: https://www.ceviri.info/ceviriler/mehmet-sander-2-mart-1994

[2] Metinde çift tırnak arasına alınan bölümler, sanatçının Güney Kaliforniya Mimarlık Enstitüsü’nde yaptığı konuşmadan; italik yazılan bölümler ise dans manifestosundan alıntılardır.