sergi

İLETİDE KAYBOLAN
Marcos Calvari, Lole Remón, Federico Gloriani, Federico Barabino

22.11.2019 — 29.12.2019

Neden zamanın başlangıcı, varoluş ve makrokozmos hakkındaki bazı sorular Batı düşüncesi tarafından önemsiz kabul ediliyor? Sütü işleyerek “fazla yağı” azalttığımız gibi açıklanamazlık ve rastlantısallığı da evrene dair tasavvurumuzdan ayrıştırabilir miyiz?

Eğer evren düzenli ve uyumlu bir sistem olsaydı, devasa veri yığınlarını işlemek için daha hızlı ve daha güçlü bilgisayarlar geliştirmek, evreni anlamak için de işe yarar bir yöntem olabilirdi. Ancak evren açıklanamayan ve öngörülemeyen etkenlerle dolu karmaşık bir yapıya sahiptir. Bilim yağmuru tahmin edebilir, peki ya depremleri?

Marcos Calvari, Lole Remón, Federico Gloriani ve Federico Barabino, evrenin nasıl işlediğini anlamak için bilimin sınırlarını sorguluyor. Batı düşüncesini (ve onun başat örneği olarak bilimi) bazı karmaşık olguları göz ardı edip bilginin nicel niteliğine odaklanma eğilimini eleştiriyorlar.

Calvari, a4 kağıtlardan bir araya geldiklerinde ayın yüzeyini oluşturan bir mozaik oluşturur. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay İdaresi tarafından geliştirilen “son teknoloji” bilgisayarların ürettiği bu yüksek çözünürlüklü ay fotoğrafını basmak için kırtasiye usulü bir fotokopi makinesi kullanır.

Federico Gloriani’nin şemaları, sanat yapıtlarının dokümantasyonundan sağladığı görsel veriden istatistiksel bir analiz elde ederek farklı sanat pratiklerinin ortak yönlerini araştırır. Serginin gerçekleştiği yere referans olarak Gloriani, 20. yüzyılın ilk yarısında aktif olan Türkiyeli sanatçı topluluğu D Grubu’nun kurucu üyeleri tarafından üretilen işleri inceler.

Federico Barabino’nun çalışması Herşeyi Duydum, toprakla dolu bir kasanın içine yerleştirilmiş bir ses ekipmanı düzeneğinden oluşur. Kutudan gelen sesler insan kulağının duyabileceği işitsel aralığın dışındadır. Diğer hayvanlara kıyasla işitme kapasitemizin ne kadar kısıtlı olduğunu vurgulayan çalışma, aktif gürültü engelleme sistemleri çağında işitsel ortamımızın bir simülasyona dönüştüğüne dikkat çeker. Sergiye, küratör Lole Remón’un ürettiği çok kanallı video formatındaki bir makale eşlik ediyor. Metin bireysel öznellikler tarafından inşa edilen kolektif gerçekliği oluşturan söylem ve dünya görüşlerinin biçimi ve anlamı üzerine bir sorgulama olarak yazılmıştır.

Bugüne mahsus kültürel buhrana dair ayrıntılı bir bakış sağlamayı amaçlayan İletide Kaybolan, şüphenin bilgi üretimini arttırma potansiyelini yitirdiği, yapıcı spekülatif düşüncenin yeni geleceklerin tasavvuruna yol açamadığı bir dönemde bilgi çağından kaynaklanan sorunlara ışık tutmayı deniyor. Bilimsel bilginin sınırları ve bilgiye hükmeden iktidar yapılarına dair eleştirel bir bakış sunan sergi, ölçülebilir verinin nihai gerçek olduğunu savunan yaygın inanç, veri fetişizmi gibi belirtileri inceleyerek yaklaşan epistemolojik kopuşu farklı yönlerden ele alıyor.